Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Türkiye'de Hayvancılığın Coğrafi Dağılışı
1. Küçükbaş Hayvancılık
Ülkemizde gerek sayı gerekse beslendiği alanların genişliği bakımından ilk sırayı
küçükbaş hayvan yetiştiriciliği alır. Ülkemiz doğal koşullarına çok iyi uyum sağlayan
küçükbaş hayvanlar, nemi sevmediğinden Doğu Karadeniz Bölgesi dışındaki
hemen hemen her bölgemizde beslenirler.
Ülkemizde en çok yetiştirilen küçükbaş hayvan koyundur. Sayıları 40.433.000 olan
koyunlar ekstansif yöntemle beslenirler. Doğu Karadeniz hariç bütün bölgelerimize
dağılmış olan koyun en yoğun olarak iç bölgelerimizde görülür. Başta İç, Doğu
ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere İç Batı Anadolu, Güney Marmara ile Trakya'nın
iç kesimleri ve Karadeniz Bölgesinin iç yöreleri başlıca dağılış alanlarıdır.
Ülkemizde beslenen başlıca koyun türleri kıvırcık, dağlıç, karaman (ak karaman, mor karaman),
sakız ve merinostur. Yün ve et kaliteleri yüksek olan kıvırcık cinsi koyunlar Marmara
Bölgesinde, Trakya ve Güney Marmara bölümlerinde yetiştirilir. Etinin lezzeti daha
az yünü daha kısa telli olan dağlıçlar ise Marmara'nın doğu bölümü ile İç Batı Anadolu
eşiğinde yetiştirilir. Ege Bölgesinde yetişen diğer bir koyun cinsi de ince ve az geniş
kuyruklu sakızdır. Eti az lezzetli olmasına rağmen, geniş kuyruklu ve fazla kilolu
olan karaman cinsi koyunlar ise İç ve Doğu Anadolu bölgesinde yetiştirilir.
Toplam 65.176
At 496
Katır 188
Eşek 944
Deve 2
Sığır 11.973
Manda 366
Koyun 40.433
Kıl Keçisi 9.579
Tiftik Keçisi 1.185
Domuz 10
Kaynak D.İ.E. İstatistik Yıllığı
Kalın ve kısa yünlü yerli koyunlarımızın yanı sıra yumuşak ve ince kumaş dokumaya
elverişli olan ve anavatanı Avustralya olan merinos cinsi koyunlar ise Karacabey'deki
merinos üretme çiftliğinde yetiştirilerek Marmara Bölgesinin Güney Bölümünde
(Bandırma-Karacabey çevresinde) beslenir. Son yıllarda merinos ile yerli ırklarımızdan
kıvırcık cinsi koyunların birleşmesinden elde edilen Tahirağa koyunları ise
Biga ve Gönen'de beslenir. Bu koyunlar iyi kaliteli yünleri, lezzetli eti ve fazla kilolu
olmaları nedeniyle önemli bir ırktır.
Koyunlarımızdan 95 bin dolayında et, 1.100 ton dolayında süt, 44.000 dolayında yün elde
edilir.
Koyundan sonra en çok yetiştirilen küçükbaş hayvan sayıları 10.760 dolayında olan
keçidir. Kıl keçisi ve tiftik (Ankara keçisi) olmak üzere iki cins halinde yetiştirilen keçi
yurdumuzun hemen hemen her bölgesinde beslenir. Ancak en çok beslendikleri
alanlar dağlık ve engebeli bölgelerimizdir.
Bunlardan 9.579 milyon olan kıl keçileri sütü ve kılı için beslenirken, daha ekonomik
olan Ankara keçisi (Tiftik keçisi) yetiştiriciliği özellikle İç Anadolu bölgesinde
önem kazanmıştır. Özellikle Ankara, Eskişehir, Kütahya, Bolu, Çankırı, Kastamonu,
Çorum, Kırıkkale, Yozgat, Kırşehir, Konya illerinde yetiştirilen tiftik keçisi
Siirt, Mardin, Şırnak ve Van illerinde de beslenir. 1.185.000 adet tiftik keçisinden
yılda 1370 ton tiftik elde edilir. Yetişme alanı Ankara çevresi olduğu için Ankara
keçisi adını da alan bu keçi türü, 18. yy.da İngilizler tarafından kaçırılarak Güney Afrika
ve Kuzey Amerika'ya götürülmüş ve oralarda yetiştirilmeye başlanmıştır. Bugün
anayurdu ülkemiz olmakla birlikte A.B.D., Avustralya, Güney Afrika ve Yeni
Zelanda esas gelişme bölgeleri olmuştur. Batı Anadolu'da Ege Bölgesinde yetiştirilen
bir diğer keçi türü ise süt verimi yüksek olan Maltız Keçisidir.
2. Büyükbaş Hayvancılık
Ülkemizde küçükbaş hayvan grubundan sonra en çok yetiştirilen büyükbaş hayvanlar
ise (sığır, manda, öküz) dağılış yönünden oldukça farklı bir şekil gösterir. Genellikle
çayırlık veya uzun otların yetiştiği alanlarda, yüksek bölgelerde, suni çayırlar
ve tarım alanlarının sınırları içinde beslenirler.
Ülkemizde en çok yetiştirilen büyükbaş hayvan sütünden ve çift hayvanı olarak gücünden
faydalanılan sığırdır. Hemen hemen bütün kırsal yerleşmelerde beslenen
sığır özellikle Doğu Karadeniz bölgesi ile Doğu Anadolu bölgesinde Erzurum-Kars
yaylalarında beslenir. Çoğunlukla bakımsızlık yüzünden yerli cinsleri bozulmuş,
gövdeleri kısa ve küçük kalmış olan sığırlar, Karadeniz ve Erzurum-Kars yaylalarının
yüksek boylu verimli çayırlıklarında oldukça yetiştirilir. Son yıllarda Batı ülkelerinde
olduğu gibi ülkemizde de sığır eti tüketiminin artması Ege ve Marmara bölgelerinde
de et ve süt verimi yüksek sığır türlerinin ahırlarda modern biçimde beslenmesine
neden olmuştur.
11.973.000 baş sığırın başlıca türleri kara sığır, kırmızı sığır, yerli güney sarısı, boz sığır ırkıdır.
Bunlardan küçük yapılı ve az kuvvetli olan karasığır, İç Anadolu bölgesinde, güçlü
ve iri yapılı olan kırmızı sığır Erzurum-Kars yaylalarında, boz sığır Batı Anadolu'da ve
Trakya'da, güney sarı sığır Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'da dikkati çeker. Ancak et ve
süt verimleri kültür ırklarına göre düşüktür. Bu nedenle Holstein (Almanya'dan ithal),
montafon (İsviçre'den ithal), Jersey (A.B.D.'den ithal) gibi, ülkemizde giderek
önemi artan sığır ırkları suni tohumlama yöntemi ile özellikle büyük hayvan çiftliklerinde
üretilmektedir. Ülkemizde yılda 213.555 ton sığır, 115.490 ton dana eti, 8.617 ton
süt (inek sütü) elde edilir.
Ülkemizin bol sulu ve bataklık alanlarında (Çarşamba ve Bafra ovaları, Sakarya
nehri kıyıları ve Güney Marmara bölümü ovaları, Ege bölümü ovaları) yağlı sütleri
için beslenen, fakat çoğunlukla koşum hayvanı olarak kullanılan sayıları 366.000
dolayında olan manda beslenir.
Ülkemizde katır, at, eşek, deve ve domuz gibi hayvanlar da beslenir. Bu hayvanlardan
ulaşım amacıyla kullanılan katır, at ve eşeklerin sayısı ulaşım araçlarındaki gelişmeler
nedeniyle azalmıştır. Bunlardan iyi cins atlar Çukurova, Uzunyayla ve Şanlıurfa'da,
katırlar dağlık alanlarda, eşek ise her bölgede beslenir. Güneydoğu, Ege ve
İç Anadolu bölgelerinde beslenen deve sayısı ise hızla azalmıştır, günümüzde deve,
güreş için ve turistik amaçlı beslenmeye başlamıştır.
Müslüman bir ülke olmamız nedeni ile domuz eti pek tüketilmez. Ancak Müslüman
olmayan azınlığın talebini karşılamak amacıyla 10.000 baş dolayında beslenen
domuzlar ise Ege ve Marmara bölgelerindeki bazı çiftliklerde yetiştirilir.
3. Kümes Hayvancılığı
Ülkemizin hemen hemen bütün coğrafi bölgelerinde kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımız
kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla fazla emek harcamadan çeşitli kümes
hayvanları (tavuk, hindi, ördek, kaz) beslerler. Ancak hayvansal ürünler arasında
mutlaka tüketilmesi gereken proteince zengin yumurta ile son yıllarda sağlıklı
kabul edilen beyaz et tüketiminin artması, ülkemizde tavuk çiftlikleri kurulmasını
teşvik etmiştir. Özellikle Ege ve Marmara bölgelerinde büyük şehirler çevresinde
gelişen tavuk çiftlikleri, yumurta ve tavuk etini başta İstanbul, Ankara ve İzmir'de
pazarlar. Ayrıca Ortadoğu ülkelerine de satış yaparlar.
4. Arıcılık
Ülkemizin kırsal uğraşı düzenleri içinde yer alan bal ve balmumu elde etmek amacıyla
ekonomik bir değer ifade eden arıcılık hemen hemen her bölgemizde yapılır.
Doğu Anadolu, Akdeniz ve Ege bölgesinin yüksek yörelerinde bitkilerin çiçeklenme
durumuna göre arı kovanları kamyonlarla taşınır. Gezici veya göçebe arıcılık denen
bu tip arıcılıkta kovanlar alçak ve sıcak kesimlerden başka bir deyişle otların kuruduğu
kesimlerden, otların çiçeklendiği yüksek alanlara taşınır. İlkbahar ve yazı
yüksek kesimlerde geçirdikten sonra tekrar alçak alanlara dönülür.
Ülkemizde arıcılık Ege Bölgesinde (Manisa, Muğla, İzmir, Aydın) modern yöntemlerle
yapılmakta olup bal üretimi oldukça yüksektir. Ayrıca Akdeniz (Antalya, İçel), İç Anadolu
(Konya, Ankara, Niğde), Marmara (Balıkesir, Çanakkale), Doğu Anadolu (Erzurum,
Kars) bölgelerinde arıcılık faaliyetleri gelişmiştir. Özellikle Ankara, Muğla, Erzurum,
Kars balları aranan ünlü ballarımız arasında olup, Rize-Çamlıhemşin ilçesinin Anzer
balı fiyatı en yüksek saf baldır.
Toplam 3.418.000 adet kovan olan ülkemizde 258.000 adet bal verimi düşük (4.5 kg),
eski tip kovan ile verimi oldukça yüksek (40-50 kg. kovan başına) 3.160.000 adet yeni
tip kovan bulunmaktadır. Bunlardan modern fenni tip olan yeni kovanların sayısal
artışı ülkemizde arıcılığın gelişmekte oluşunun önemli bir kanıtıdır. Ülkemizde yılda
ortalama 54.581 ton bal, 2.862 ton balmumu üretimi yapılır.
5. İpekböcekçiliği
İpekböceği kozasından elde edilen son derece değerli ipekli kumaş üretimi için yapılan
ipekböcekçiliği Anadolu'ya M.Ö. VI. yy.da Uzakdoğu'dan getirilmiştir. Ülkemizde
Güney Marmara (Bursa), Güneydoğu Anadolu (Diyarbakır) ve Karadeniz kıyı
bölgesi doğal yetişme alanlarıdır. 50.623 adet tohum kutusundan 1.353 ton yaş koza
elde eden ülkemizde ipekböceği yetiştiren başlıca merkez Bursa'dır (yaş koza üretiminin
yarısına yakını). Bursa dışında Muğla, Antalya, İçel, Diyarbakır ve Amasya ipekböcekçiliği
yapılan başlıca illerdir. Özellikle 1963 yılında Japonya'dan getirilen polihibrit tohumlardan
iyi sonuç alınmasına rağmen, ipekböcekçiliği son yıllarda suni ipek ve
naylonların çıkması ve devlet tarafından yeterli teşvik görmemesi nedeniyle gerilemektedir.
(Bin Adet)
Tavuk-Horoz 139.031
Hindi 3.089
Tavuk yumurtası üretimi 7.666.574
Kaynak: D.İ.E. Türkiye İstatistik Yıllığı
Tarih: 2016-03-02 01:56:22 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Türkiye'de Hayvancılığın Coğrafi Dağılışı Nedir
1. Küçükbaş Hayvancılık
Ülkemizde gerek sayı gerekse beslendiği alanların genişliği bakımından ilk sırayı
küçükbaş hayvan yetiştiriciliği alır. Ülkemiz doğal koşullarına çok iyi uyum sağlayan
küçükbaş hayvanlar, nemi sevmediğinden Doğu Karadeniz Bölgesi dışındaki
hemen hemen her bölgemizde beslenirler.
Ülkemizde en çok yetiştirilen küçükbaş hayvan koyundur. Sayıları 40.433.000 olan
koyunlar ekstansif yöntemle beslenirler. Doğu Karadeniz hariç bütün bölgelerimize
dağılmış olan koyun en yoğun olarak iç bölgelerimizde görülür. Başta İç, Doğu
ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere İç Batı Anadolu, Güney Marmara ile Trakya'nın
iç kesimleri ve Karadeniz Bölgesinin iç yöreleri başlıca dağılış alanlarıdır.
Ülkemizde beslenen başlıca koyun türleri kıvırcık, dağlıç, karaman (ak karaman, mor karaman),
sakız ve merinostur. Yün ve et kaliteleri yüksek olan kıvırcık cinsi koyunlar Marmara
Bölgesinde, Trakya ve Güney Marmara bölümlerinde yetiştirilir. Etinin lezzeti daha
az yünü daha kısa telli olan dağlıçlar ise Marmara'nın doğu bölümü ile İç Batı Anadolu
eşiğinde yetiştirilir. Ege Bölgesinde yetişen diğer bir koyun cinsi de ince ve az geniş
kuyruklu sakızdır. Eti az lezzetli olmasına rağmen, geniş kuyruklu ve fazla kilolu
olan karaman cinsi koyunlar ise İç ve Doğu Anadolu bölgesinde yetiştirilir.
Toplam 65.176
At 496
Katır 188
Eşek 944
Deve 2
Sığır 11.973
Manda 366
Koyun 40.433
Kıl Keçisi 9.579
Tiftik Keçisi 1.185
Domuz 10
Kaynak D.İ.E. İstatistik Yıllığı
Kalın ve kısa yünlü yerli koyunlarımızın yanı sıra yumuşak ve ince kumaş dokumaya
elverişli olan ve anavatanı Avustralya olan merinos cinsi koyunlar ise Karacabey'deki
merinos üretme çiftliğinde yetiştirilerek Marmara Bölgesinin Güney Bölümünde
(Bandırma-Karacabey çevresinde) beslenir. Son yıllarda merinos ile yerli ırklarımızdan
kıvırcık cinsi koyunların birleşmesinden elde edilen Tahirağa koyunları ise
Biga ve Gönen'de beslenir. Bu koyunlar iyi kaliteli yünleri, lezzetli eti ve fazla kilolu
olmaları nedeniyle önemli bir ırktır.
Koyunlarımızdan 95 bin dolayında et, 1.100 ton dolayında süt, 44.000 dolayında yün elde
edilir.
Koyundan sonra en çok yetiştirilen küçükbaş hayvan sayıları 10.760 dolayında olan
keçidir. Kıl keçisi ve tiftik (Ankara keçisi) olmak üzere iki cins halinde yetiştirilen keçi
yurdumuzun hemen hemen her bölgesinde beslenir. Ancak en çok beslendikleri
alanlar dağlık ve engebeli bölgelerimizdir.
Bunlardan 9.579 milyon olan kıl keçileri sütü ve kılı için beslenirken, daha ekonomik
olan Ankara keçisi (Tiftik keçisi) yetiştiriciliği özellikle İç Anadolu bölgesinde
önem kazanmıştır. Özellikle Ankara, Eskişehir, Kütahya, Bolu, Çankırı, Kastamonu,
Çorum, Kırıkkale, Yozgat, Kırşehir, Konya illerinde yetiştirilen tiftik keçisi
Siirt, Mardin, Şırnak ve Van illerinde de beslenir. 1.185.000 adet tiftik keçisinden
yılda 1370 ton tiftik elde edilir. Yetişme alanı Ankara çevresi olduğu için Ankara
keçisi adını da alan bu keçi türü, 18. yy.da İngilizler tarafından kaçırılarak Güney Afrika
ve Kuzey Amerika'ya götürülmüş ve oralarda yetiştirilmeye başlanmıştır. Bugün
anayurdu ülkemiz olmakla birlikte A.B.D., Avustralya, Güney Afrika ve Yeni
Zelanda esas gelişme bölgeleri olmuştur. Batı Anadolu'da Ege Bölgesinde yetiştirilen
bir diğer keçi türü ise süt verimi yüksek olan Maltız Keçisidir.
2. Büyükbaş Hayvancılık
Ülkemizde küçükbaş hayvan grubundan sonra en çok yetiştirilen büyükbaş hayvanlar
ise (sığır, manda, öküz) dağılış yönünden oldukça farklı bir şekil gösterir. Genellikle
çayırlık veya uzun otların yetiştiği alanlarda, yüksek bölgelerde, suni çayırlar
ve tarım alanlarının sınırları içinde beslenirler.
Ülkemizde en çok yetiştirilen büyükbaş hayvan sütünden ve çift hayvanı olarak gücünden
faydalanılan sığırdır. Hemen hemen bütün kırsal yerleşmelerde beslenen
sığır özellikle Doğu Karadeniz bölgesi ile Doğu Anadolu bölgesinde Erzurum-Kars
yaylalarında beslenir. Çoğunlukla bakımsızlık yüzünden yerli cinsleri bozulmuş,
gövdeleri kısa ve küçük kalmış olan sığırlar, Karadeniz ve Erzurum-Kars yaylalarının
yüksek boylu verimli çayırlıklarında oldukça yetiştirilir. Son yıllarda Batı ülkelerinde
olduğu gibi ülkemizde de sığır eti tüketiminin artması Ege ve Marmara bölgelerinde
de et ve süt verimi yüksek sığır türlerinin ahırlarda modern biçimde beslenmesine
neden olmuştur.
11.973.000 baş sığırın başlıca türleri kara sığır, kırmızı sığır, yerli güney sarısı, boz sığır ırkıdır.
Bunlardan küçük yapılı ve az kuvvetli olan karasığır, İç Anadolu bölgesinde, güçlü
ve iri yapılı olan kırmızı sığır Erzurum-Kars yaylalarında, boz sığır Batı Anadolu'da ve
Trakya'da, güney sarı sığır Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'da dikkati çeker. Ancak et ve
süt verimleri kültür ırklarına göre düşüktür. Bu nedenle Holstein (Almanya'dan ithal),
montafon (İsviçre'den ithal), Jersey (A.B.D.'den ithal) gibi, ülkemizde giderek
önemi artan sığır ırkları suni tohumlama yöntemi ile özellikle büyük hayvan çiftliklerinde
üretilmektedir. Ülkemizde yılda 213.555 ton sığır, 115.490 ton dana eti, 8.617 ton
süt (inek sütü) elde edilir.
Ülkemizin bol sulu ve bataklık alanlarında (Çarşamba ve Bafra ovaları, Sakarya
nehri kıyıları ve Güney Marmara bölümü ovaları, Ege bölümü ovaları) yağlı sütleri
için beslenen, fakat çoğunlukla koşum hayvanı olarak kullanılan sayıları 366.000
dolayında olan manda beslenir.
Ülkemizde katır, at, eşek, deve ve domuz gibi hayvanlar da beslenir. Bu hayvanlardan
ulaşım amacıyla kullanılan katır, at ve eşeklerin sayısı ulaşım araçlarındaki gelişmeler
nedeniyle azalmıştır. Bunlardan iyi cins atlar Çukurova, Uzunyayla ve Şanlıurfa'da,
katırlar dağlık alanlarda, eşek ise her bölgede beslenir. Güneydoğu, Ege ve
İç Anadolu bölgelerinde beslenen deve sayısı ise hızla azalmıştır, günümüzde deve,
güreş için ve turistik amaçlı beslenmeye başlamıştır.
Müslüman bir ülke olmamız nedeni ile domuz eti pek tüketilmez. Ancak Müslüman
olmayan azınlığın talebini karşılamak amacıyla 10.000 baş dolayında beslenen
domuzlar ise Ege ve Marmara bölgelerindeki bazı çiftliklerde yetiştirilir.
3. Kümes Hayvancılığı
Ülkemizin hemen hemen bütün coğrafi bölgelerinde kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımız
kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla fazla emek harcamadan çeşitli kümes
hayvanları (tavuk, hindi, ördek, kaz) beslerler. Ancak hayvansal ürünler arasında
mutlaka tüketilmesi gereken proteince zengin yumurta ile son yıllarda sağlıklı
kabul edilen beyaz et tüketiminin artması, ülkemizde tavuk çiftlikleri kurulmasını
teşvik etmiştir. Özellikle Ege ve Marmara bölgelerinde büyük şehirler çevresinde
gelişen tavuk çiftlikleri, yumurta ve tavuk etini başta İstanbul, Ankara ve İzmir'de
pazarlar. Ayrıca Ortadoğu ülkelerine de satış yaparlar.
4. Arıcılık
Ülkemizin kırsal uğraşı düzenleri içinde yer alan bal ve balmumu elde etmek amacıyla
ekonomik bir değer ifade eden arıcılık hemen hemen her bölgemizde yapılır.
Doğu Anadolu, Akdeniz ve Ege bölgesinin yüksek yörelerinde bitkilerin çiçeklenme
durumuna göre arı kovanları kamyonlarla taşınır. Gezici veya göçebe arıcılık denen
bu tip arıcılıkta kovanlar alçak ve sıcak kesimlerden başka bir deyişle otların kuruduğu
kesimlerden, otların çiçeklendiği yüksek alanlara taşınır. İlkbahar ve yazı
yüksek kesimlerde geçirdikten sonra tekrar alçak alanlara dönülür.
Ülkemizde arıcılık Ege Bölgesinde (Manisa, Muğla, İzmir, Aydın) modern yöntemlerle
yapılmakta olup bal üretimi oldukça yüksektir. Ayrıca Akdeniz (Antalya, İçel), İç Anadolu
(Konya, Ankara, Niğde), Marmara (Balıkesir, Çanakkale), Doğu Anadolu (Erzurum,
Kars) bölgelerinde arıcılık faaliyetleri gelişmiştir. Özellikle Ankara, Muğla, Erzurum,
Kars balları aranan ünlü ballarımız arasında olup, Rize-Çamlıhemşin ilçesinin Anzer
balı fiyatı en yüksek saf baldır.
Toplam 3.418.000 adet kovan olan ülkemizde 258.000 adet bal verimi düşük (4.5 kg),
eski tip kovan ile verimi oldukça yüksek (40-50 kg. kovan başına) 3.160.000 adet yeni
tip kovan bulunmaktadır. Bunlardan modern fenni tip olan yeni kovanların sayısal
artışı ülkemizde arıcılığın gelişmekte oluşunun önemli bir kanıtıdır. Ülkemizde yılda
ortalama 54.581 ton bal, 2.862 ton balmumu üretimi yapılır.
5. İpekböcekçiliği
İpekböceği kozasından elde edilen son derece değerli ipekli kumaş üretimi için yapılan
ipekböcekçiliği Anadolu'ya M.Ö. VI. yy.da Uzakdoğu'dan getirilmiştir. Ülkemizde
Güney Marmara (Bursa), Güneydoğu Anadolu (Diyarbakır) ve Karadeniz kıyı
bölgesi doğal yetişme alanlarıdır. 50.623 adet tohum kutusundan 1.353 ton yaş koza
elde eden ülkemizde ipekböceği yetiştiren başlıca merkez Bursa'dır (yaş koza üretiminin
yarısına yakını). Bursa dışında Muğla, Antalya, İçel, Diyarbakır ve Amasya ipekböcekçiliği
yapılan başlıca illerdir. Özellikle 1963 yılında Japonya'dan getirilen polihibrit tohumlardan
iyi sonuç alınmasına rağmen, ipekböcekçiliği son yıllarda suni ipek ve
naylonların çıkması ve devlet tarafından yeterli teşvik görmemesi nedeniyle gerilemektedir.
(Bin Adet)
Tavuk-Horoz 139.031
Hindi 3.089
Tavuk yumurtası üretimi 7.666.574
Kaynak: D.İ.E. Türkiye İstatistik Yıllığı
Tarih: 2016-03-02 01:56:22 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx